Acı ve Öfke: Kuşatma Altındaki Cizîr’de Katliam

09.02.2016, Lesezeit 5 Min.
1

Türk ordusu kuşatma altındaki Cizîr'de (Cizre) bir evin bodrum katına sığınan 60 insanı katletti. Kürt kaynaklarına göre son 6 ayda 460 insan hayatını kaybetti. Kürt dernekleri Türkiye ve Avrupa çapında protesto çağrısı yaptı.

TRT 7 Şubat gecesi verdiği son dakika haberinde Cizîr’de özel harekat operasyonunda 60 PKK’linin etkisiz hale getirildiğini duyurdu. Bu haber hükümete yakın güçler tarafından başarı olarak değerlendirildi. Gerçekte ise despot AKP hükümeti bir katliam daha yapmış oldu. Son haberlere göre Türk ordusu kimyasal silah kullandı. HDP milletvekili Faysal Sarıyıldız’ın aktardığına gore 30 kişi yanmış halde bulundu.

Bu insanlar 22 Ocak’tan itibaren bir binanın bodrum katında yaralı halde mahsur kalmıştı. Bodrum katında bulunanlardan en az 15 yaralı, 7 ölü ve bunun dışında 9 insanın hastaneye götürülmeyi beklediği biliniyordu. Türk ordusu buna rağmen doktorların ve sağlık görevlilerinin bodrum katına girmesini engelledi. Cesetler Cizre Devlet Hastanesine ancak katliamın gerçekleştiği sabah getirilebildi. DİHA’nın (Dicle Haber Ajansı) aktardığına göre haberlerin yayılmasını ve hastane personelinin cesetleri görmesini engellemek amacıyla çalışanlar askerler tarafindan odalara kapatıldı.

14 Aralik 2015’ten beri Cizîr’de sokağa çıkma yasağı bulunuyor. Şehirde elektrik ve suya ulaşım epey zorken, birçok insanın tıbbi yardıma ihtiyacı var. Lakin günün sonunda mermiler ya da bombalar ile karşılaşıyorlar.

Kürt sivillere yönelik katliam yeni bir şey değil, uzun süredir devam ediyor. 6 aydan beri Türk hükümeti sistematik bir biçimde Kuzey Kürdistan’ı terörize ediyor. Son aylarda sayısız infaz, evlere top ateşi açılması, 50 kez sokağa çıkma yasağı kararı ve yüzlerce ölü var! Cizîr’in %83 oyla seçilmiş meşru belediye başkani Leyla İmret bile görevinden alındı ve hakkında davalar açıldı.

Savaş Türk işgalci siyasetinin barbar araçlarla devamıdır

Devlet ve medya çapında katledilenlerin kaçının PKK’ye bağlı olduğu hakkında hemfikirlilik söz konusu olmadığından dolayı, TRT yayınladığı haberi aynı gün kaldırdı. Şırnak valisine göre 10 kişi öldürüldü. Kesin olan tek şey; Türk devleti olayı aydınlatma taraftarı değil. Çünkü bugün söz konusu olan durum AKP hükümetinin sistematik savaş siyasetidir. Rojava ve Bakur’da güçlenen Kürt hareketini tasfiye etmek amacıyla sivil halk hedef alınıyor. Türk ordusunun ablukaya aldığı Kürt şehirlerinde bütün belediyelere sahip olan HDP uzak ara en güçlü parti konumunda. Kürt hareketini tasfiye etmeyi amaçlanan çözüm sürecinin sonlandırılmasının ardından, bugün bu siyaset sadece başka araçlarla (savaş araçlarıyla) sürdürülmektedir.

Bugün AKP altı ay öncesine göre daha güçlü konumda duruyor. Bunun sebebi ise Sermayenin Avrupasının (AB) desteğidir. Türk devletinin hayli hazırdaki baskıcı yasaları ve sistematik saldırıları AB ile yapılan mültecileri hapsetme anlaşmasının ardından daha da derinleşiyor. Bu sefer bizatihi batı emperyalistlerinin isteği doğrultusunda.

Olguları ismiyle anmak devrimci bir gerekliliktir: Bugün Avrupa Birliği Kürt halkının maruz kaldığı Türk devlet terörünü yok saymıyor. Bilakis AB bilerek devlet terörünü tolere ediyor. Bunun altında yatan sebep ise, AB’nin Orta Doğu’daki çıkarlarının en az zararla muhafaza çabası ve Türk devleti ile olan stratejik ortaklığıdır.

Alman İçişleri Bakanı Thomas de Maizière’nin geçen Perşembe günü yaptığı açıklama bu söylemi kanıtlar niteliktedir:„Türkiye’ye yönelik sabah akşam eleştiri yapılmasının bekleyenlere önerim bunu tutumdan vazgeçmeleridir. Her iki ülkenin karşılıklı ‘çıkarları’ bulunuyor ve bu önemli bir noktadır. (…) Ama eğer Türkiye’den illegal göçü sınırlamasını istiyorsak, o zaman bu karşılıklı menfaat denkleminin bir de ‘bedeli’ olduğu gerçeğini anlayışla karşılamak gerekir“

Alman emperyalizmini müttefik olarak kazanmaya çalışanlar bir kez daha hayal kırıklığı yaşadılar. İşçilerin ve ezilen halkların düşmanı olan emperyalizm ile ancak mücadele edilir. En geç bugün emperyalizmin çıkarları doğrultusunda sadece savaş ve barbarlık sözü verdiği açıklığa kavuşmuş olmalı. Bugün Türk devleti AB’nin bütçesi ile Kürt halkına karşı savaş yürütüyor. Bundan dolayı bugün Kürt hareketiyle beraber sokağa çıkmalı ve Alman devletini baskı altına almalıyız.

Türk savaş ve işgalci siyaseti müzakere masasına dönüş ile son bulmayacaktır. Türk devleti Kürt hareketini dizlerinin üstüne çöktürme derdindedir. Kürt bölgesindeki savaşın halen sürmesinin bir diğer sebebi, batı şehirlerinde pasifliğin ve yenilgiciliğin hakim olmasından kaynaklıyor. Kürt hareketinin Türk devlet terörüne karşı gösterdiği direniş, genel grev ve kitlesel seferberlikler ile batıya sıçramalıdır.

Mehr zum Thema